Değerlerimiz
Sınırların kalktığı, bilimsel, ekonomik, siyasal ve kültürel rekabetin hız kazandığı, diğer taraftan dünyamızın büyük bir köy haline geldiği bu zamanda, ülkelerin en değerli varlığı beyin gücünün üretim merkezi üniversitelerden mezun olan bizler, bireysel varlığımızla ne kadar etkin ve ne kadar başarılıyız? Ya da, ülkemizin veya dünyamızın gidişatına etkide; “etkenmiyiz”, “edilgenmiyiz”, “öznemiyiz” “nesnemiyiz”, “gündem oluşturan mıyız” yoksa başkalarının gündemi peşinde koşan “yığınlar mıyız”. İyi düşünmeli ve doğru karar vermeliyiz. Bizler, bu ülke vatandaşlarından “herhangi birisi” değiliz. Ülkemizde belirli sayıda insana nasip olan üniversite mezunu olma vasfına sahip, belirli bir vizyonu, misyonu olan ve dünyaya daha geniş ufuktan bakabilecek bilgi ve beceriyle donatılmış “sorumlu” kişileriz. Bugün eğitim ve öğretim seviyesi gittikçe düşen, dünya çapında buluşlara imza atamayan, dünyadaki diğer üniversiteler arasında etkinliği-ağırlığı olmayan ve eğitim kalitesi açısından kaliteli üniversiteler arasında isimleri okunmayan “üniversiteler”, bizim üniversitelerimizdir.
Sözün özü, milletimizin yaklaşık 300 yıldır içine girdiği ve bir daha içinden çıkamadığı bu “fasid daire”yi parçalamak veya kırmaya çalışmak, bizim inancımızın, vizyonumuzun ve misyonumuzun gereğidir. İnancımızın, eğitim ve birikimimizin bize yüklediği misyon ve sorumluluk, olaylara, gidişata ve olumsuzluklara “herhangi birisi” gibi ilgisiz kalmak değil, her ne şart ve ahval üzere de olsa, gidişat hakkında kafa yormak ve gelişmeleri, ülkemiz, milletimiz ve inancımızın gerektirdiği istikamete yöneltmektir. İşte bu noktada hepimize ve derneğimize çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Ülkemizin ve milletimizin içine düştüğü bu durum ve üniversite gençliğimizin eğitim ve öğretimindeki zafiyetleri hakkında düşünmek, tartışmak, çözüm yolları aramak, elbette bizim görevimizdir. Bu sorumluluktan kaçmak veya gidişatı görmezlikten gelmek ancak kendimizi kandırmaktır. Maalesef bugün, olayları yorumlayamayan, dünyayı anla/ya/mayan, ufku dar, gidişatı iyi analiz edemeyen, gelişmeleri algıla/ya/mayan ve yeterli bilgi ve beceriden yoksun olan ve/veya bırakılan bir millet ne kadar ileri gidebilir? ve ne kadar alnı açık-başı dik durabilir? Bu nedenle, derneğimizin taşıdığı anlam ve önem oldukça büyüktür. Çeşitli imkansızlıklar ve sorunlar nedeniyle yeterli eğitim ve öğretim almakta güçlük çeken üniversite gençliğimize sahip çıkmak, onlara maddi ve manevi imkanlar sunmak ve eğitim seviyelerinin kalitesini yükseltmek, derneğimizin en temel görevlerindendir. Bu sorumluluk bilinciyle amacımıza yönelik atacağımız her adım, bizim için büyük bir onur ve şereftir. Dünya eğitim standartlarının üzerinde yetiştirilmesine katkı sunacağımız her öğrenci, bizim ve ülkemiz için eşi bulunmaz bir yatırım ve geleceğimizin altyapısıdır.
İlkelerimiz:
Sahiplenin ve Katılın: Gelin, ilgilenin, sahiplenin, çalışmalara katılın, uzakta durmayın, hayallerinizi-fikirlerinizi anlatın, düşünelim, tartışalım, birlik ve beraberliğimizi sağlayalım, fikirlerimizi paylaşalım ve hedeflerimize daha hızlı varalım.
Maddi ve Manevi Desteğinizi Esirgemeyin: Maddi ve manevi desteğinizi esirgemeyin. Bilindiği gibi MÜMDER ve benzeri dernekler gönüllü kuruluşlardır ve üyelerinin gönüllü aidat ve maddi destekleriyle faaliyet göstermektedirler. Ödenen aidatlar, aidiyeti göstermektedir. Diğer bir anlatımla, ödenen aidatlar insanların nereye ait olduğunun tescilidir. Bizler üyeler olarak maddi imkanlar dahilinde mutlaka aidat ödemeliyiz. Maddi imkanları geniş olan üyelerimiz, öğrencilere vereceğimiz burslarda bizlere yardımcı olmalıdırlar.
Görev Üstlenin: Hepimizin de bildiği üzere, belirli hedeflere ulaşabilmek için belirli bir üye sayısı, belirli maddi imkanlara ve belirli bir büyüklüğe sahip olmak gerekir. Derneğimizin üye sayısını hızla artırma hedefine ulaşmada siz üyelerimize büyük görev düşmektedir.